Sigorta Hukuku Nedir?
Aralık 16, 2020
hukuk
Paylaş

Sigorta Hukuku

Sigorta, bireylerin ekonomik ve sosyo-ekonomik hayatlarını olabilecek herhangi bir tehlikeye karşı korumak için düzenlenen teminattır. Her türlü zarar ve masraf doğuran sonuçlara karşı bireylere ve tüzel kişiliklere güvence sağlanması sigorta olarak tanımlanabilir. Devlet de bireylerin huzur ve refahı için sigorta hukuku yaratmış ve Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında sosyal sigorta şeklinde adlandırmıştır. Sigorta sadece sosyal sigortadan ibaret değildir. Özel sigortalar da mevcuttur.  

Sosyal Sigorta Hukuku

Sosyal sigorta hukukunun tarafları sigortalı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’dur. Sigortalı ve Sosyal Güvenlik Kurumu arasında bir hukuki ilişki gelişmelidir. Bu hukuki ilişki sonucunda sigortalının işvereni de bu hukuki ilişkinin bir tarafı haline gelir. Sosyal sigorta ilişkisi kamu hukuku niteliği olan bir borç ilişkisidir. Bu yönüyle de özel borç ilişkilerinden farklıdır. Özel sigorta ilişkisinde edim ve edim dışı yükümlülüklerden doğan sözleşme ilişkisi mevcuttur. Sosyal sigorta hukukunda ise bir sözleşme söz konusu değildir ve ayrıca edimler arası bir ilişki de yoktur. Bu nedenlerle de sosyal güvenlik hukuku kamu hukuku niteliğine haizdir. Sosyal sigorta hukukunda özne sigortalıdır. Sigortalı sıfatı sigortalının Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimi ile değil kanuni şartların yerine getirilmesi ile kazanılır. Sigortalının kuruma yaptığı bildirim kurucu bir işlem değildir ve bu bildirimin yapılmaması sigortanın gerçekleşmemesi sonucunu doğurmaz. Sigortalının bildirim yükümlülüğü ve neticeleri ayrıca düzenlenmiştir.

Sosyal Sigorta Hukukun Özellikleri

Öncelikle sigorta kapsamı itibari ile her ülkede farklılık arz eder. Biz bu yazımızda ülkemiz için yani Türkiye Cumhuriyeti için sigorta hukuku anlatılacaktır.

a-) Sosyal Sigorta Kanunla Kurulmuş Kurumlar Tarafından İşlem Görür

Ülkemizde sosyal sigorta işleminde başında esas olarak Sosyal Güvenlik Kurumu yer almaktadır. Bununla beraber T.C. Emekli Sandığı, SSK, gibi kurumlar da bu gibi işlemleri yürütür. Emekli Sandığı devlet memurları olan ücretlilerin sosyal güvenliğini sağlar. Sosyal Sigorta Kurumu ise kamu ve özel sektörde çalışan işçilere güvence sağlamaktadır. Kendi nam ve hesaplarına çalışanlar ise Bağ-Kur ile sigortalı olmaktadır. Lakin bu üç kurum arasındaki farkların büyümesinden dolayı günümüzde Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanların sigorta işlemlerini tek başına yürütmektedir.

b-) Sosyal Sigorta Statü Hukukudur

c-) Sosyal Sigorta Hukukunda Sigortalı Olma Zorunluluğu Vardır

Sosyal sigorta hukukunda isteğe bağlı sigortalar hariç olmak üzere sigortalı olmak zorunluluktur. Sigortalı olma şartlarını kanun belirler. Sigorta şartlarını da sigortalı olmayı da sigortalının istemesi gerekmez. Hatta aksi bir isteği dahi olsa sigortalı olmalıdır.  

d-) Sosyal Sigorta Aynı Statüdekiler için Benzer Olanaklar Sağlar

e-) Sosyal Sigortalarda Riziko

Riziko bir zarara uğrama tehlikesi demektir. Sosyal sigortalarda riziko daima gözetilen bir faktördür. Sosyal sigortalarda; hastalık, meslek hastalığı, işsizlik, iş kazası, ölüm, yaşlılık, maluliyet, annelik gibi rizikolar güvence altına alınmıştır.

Sosyal sigorta hukuku 5510 sayılı kanun hükümlerine tabiidir. Sosyal sigortalarda sigorta aracısı bulunmaz.

Özel Sigorta Hukuku

Kişilerin yaşayabilecekleri tehlike, zarar ve masraf doğuran sonuçlardan kendini korumak için öncesinde tedbir almak maksadı ile kurulan özel hukuk işlemine özel sigorta hukuku denir. Özel sigorta işlemi bir özel hukuk sözleşmesine dayanır ve tarafları sigorta şirketi ve sigorta ettirendir. Sigorta ettirme işlemi bir güvence olup zarar yaşama ihtimali olan herkesten alınan belirli bir ücret karşılığında olur. Daha sonra sigorta ettiren herhangi bir zarara uğrarsa sigorta şirketi bu zararı temin eder. Özel sigortalarda aynı rizikolara sahip kişiler belirli miktarda ücret öderler. Yani az riskli bir iş ile çok riskli bir iş olduğunu düşünürsek bu iki iş aynı sigorta sözleşmesine katılamaz. Sigorta şirketi bu sınıflandırmaları yaparak kişilerin ederinden fazla ücret ödemesinin önüne geçer ve eşitler arası edimlerin yerine getirilmesini sağlar. Sigorta aktüerleri kişi başına düşen zararı hesaplar. Bu hesap ve sigorta sözleşmesine üye olan kişi sayısına göre bir hesap çıkarır ve belirli dönemleri kapsayacak şekilde sigorta ettirenlerden ücret talep edilir. Bu dönemler genellikle yıllıktır ama aylık veya daha farklı zamanlar olarak da düzenlenebilir. Sigorta şirketinin sigorta ettirenden aldığı ücrete prim denir. Anlaşılacağı üzere özel sigorta hukuku özel bir sözleşmedir ve çok taraflıdır. Sigorta ettirenler ve sigorta şirketi esas itibari ile taraflardır.  Ama sigorta ettirenler sayı itibari ile kalabalık olabilmektedir. Zira ne kadar çok sigorta ettiren varsa bu durum hem sigorta ettirenlerin hem de sigortacıların faydasınadır. Sigortanın temel işlevi rizikonun sigorta ettiren üzerindeki etkisini azaltmaktır. Kumar, hisse senedi alımı veya satımı gibi spekülatif riskler ve yasa dışı diğer tüm işler sigorta işlemine tabii olamaz. Aynı şekilde kanundan kaynaklı cezalar için de sigorta söz konusu değildir.

Özel Sigorta Türleri

TTK’ya göre özel sigortalar can ve zarar sigortaları olarak ikiye ayrılır. Zarar sigortaları da mal ve sorumluluk sigortaları olarak ikiye ayrılır. Mal sigortalarında malın kendisi değil mal üzerindeki menfaatler ve sorumluluk sigortalarında da sigorta ettirenin üçüncü kişilere verdiği zarar sigorta edilir. Can sigortaları ise hayat sigortası, kaza sigortası ve hastalık ve sağlık sigortası şeklinde üçe ayrılmıştır.

Sigorta Kanuna’na göre ise özel sigortalar zarar sigortası ve meblağ sigortası olarak ayrılır.

Zarar Sigortası

Zarar sigortasında sözleşme sonrası meydana gelebilecekler zararlar tazmin edilir. Bu nedenle tazminat sigortaları şeklinde de anılır. Zarar sigortaları aktif ve pasif olarak ikiye ayrılır. Aktif sigortalar konusu zarar ve maddi edimlerdir. Yani mal, alacak, kar gibi konuları vardır. Pasif sigortalarda ise sorumluluk sigortası söz konusudur. Yani sigorta üçüncü kişileri kapsamaktadır. Aktif sigortalarda sigorta bedelinin ödenmesi için rizikonun gerçekleşmesi yeterli değildir. Ortada bir zarar da olmalıdır. Zarar yoksa menfaat kaybı yoktur. Menfaat kaybı yoksa sigorta bedelinin ödenmesine de gerek yoktur. Özetle zarar sigortalarında riziko gerçekleştiğinde zarar ödenir. Menfaat para ile ölçülebilir. Zenginleşme yasağı bulunur. Örnek olarak da aktif sigorta, pasif sigorta, mal sigortası, alacak sigortası, kar sigortası gibi sigortalar örnek verilebilir.

Meblağ Sigortaları

Meblağ sigortalarında zarar şartı aranmaz. Sözleşmede meydana gelen olay vuku bulduğu zaman sigorta şirketinden sigorta bedeli talep edilebilir. Meblağ sigortalarında sigorta bedeli sigorta değerinden fazla olabilir. Ama bu durum zarar sigortalarında söz konusu değildir. Ayrıca meblağ sigortalarında halefiyet söz konusu değildir. Özetle meblağ sigortalarında riziko gerçekleştiğinde meblağ ödenir. Menfaat para ile ölçülmez. Zenginleşme yasağı yoktur. Örnek olarak da hayat sigortası, kaza sigortası, sağlık sigortası, hastalık sigortası gibi örnekler verilebilir.

Özel sigortalardan bahsedebilmek için hukuk düzeni tarafından kabul edilmiş sözleşmelerin varlığı şarttır. Özel sigortalar ayrıca bazı şartları ve unsurları da içinde barındırmalarıdır. Örneğin tehlike iştiraki. Tehlike iştiraki aynı veya benzer rizikoya sahip kişi veya kurumların oluşturduğu topluluktur.

Özel Sigortanın Faydaları

Özel sigorta güvenlik sağlar. Özel sigorta ülke kaynaklarını korur ve güçlendirir. Özel sigorta kredi temininde kolaylık sağlar. Özel sigorta sermaye birikimi sağlar. Özel sigorta tasarruf vasıtasıdır. Özel sigorta toplumsal dayanışmaya katkı sağlar. Özel sigorta uluslararası ilişkilerin gelişmesinde önemlidir.

Sigorta Hukuku Kaynakları

Sigorta hukukun kaynakları asli kaynakları ve tali kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asli kaynaklar kanunlar, yönetmelikler, cumhurbaşkanı kararları gibi türleri vardır.. Kanunları ise Türk Ticaret Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Sigortacılık Kanunu Afet Sigortaları Kanunu,   Kooperatifler Kanunu Karayolları Taşıma Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun diye ayırabiliriz. Yardımcı kaynaklar ise içtihatlar ve doktrinlerdir