Medeni hukukta bulunan fiil ehliyetinin karşılığı; dava ehliyeti olmaktadır. Bu noktada, dava ehliyetine sahip olan kişilerin ergin ve ayırt etme gücüne sahip oldukları anlaşılmaktadır. Ayırt etme gücü olmayanlar ise tam ehliyetsizler sınıfına girmektedir. Onların hiçbir şekilde dava ehliyetleri bulunmaz. Bunun yanı sıra, sınırlı fiil ehliyetine sahip olanların ise dava ehliyetlerini ancak kanuni temsilcileri sayesinde kullanmaları söz konusudur.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçüklerin ve kısıtlıların ise bilhassa kişilik haklarıyla ilgili hakları kullanmak için hiç kimseden izin alma durumları bulunmaz. Bunun yanı sıra, olayın niteliğine göre bazı hallerde kısmi fiil ehliyetine sahip olanların dava ehliyetine de sahip olması mümkündür. Örneğin, bazı kişilere herhangi bir meslekle ya da sanatla uğraşmaları için izin verilmiştir. Bu kişilerin ilgili sanat veya meslekle ilgili konularda tasarruf yetkisi bulunmaktadır. Sonuç olarak, kısmi fiil ehliyetine sahip olan kişiler, bu tür izne sahip oldukları durumlarda küçük veya kısıtlı tam fiil ehliyetine sahip olurlar. Ayrıca, dava ehliyetleri de bulunmaktadır.
Taraf Ehliyeti Nedir?
Dava ehliyeti kadar taraf ehliyeti de önem taşımaktadır. Bu noktada, hukuka uygun olarak, kişi olarak kabul edilen herkesin herhangi bir davada taraf olabileceğini söylemek gerekir. Buna ek olarak, kişi olarak tanımlanmayan bazı kişi veya mal topluluklarının davalarda taraf olmasına izin verilmektedir.
Hak ehliyeti ve taraf ehliyeti kavramları arasında bağ bulunmaktadır. Ancak, her ikisinin farklı özellikleri yer almaktadır. Örneğin, hak ehliyeti; maddi hukuka bağlı iken taraf ehliyeti ise usul hukukuna bağlı bir kavramdır. Bu noktada, hak ve taraf ehliyetinin aynı kavramlar olmadığını söylemek gerekir.
Taraf ehliyeti kavramının dava ehliyeti, dava arkadaşlığı, davayı takip etme yetkisi gibi kavramların yerine kullanıldığı bilinmektedir. Ancak, bu kavramların doğru bir şekilde tasnif edilmesi gerekmektedir. Birbirinden ayırt edilmeyen kavramların kargaşaya neden olması söz konusudur.
Taraf ehliyeti; herhangi bir davada taraf olabilme yeteneği anlamına gelmektedir. Medeni hukukta bulunan medeni haklardan yararlanma ehliyetinin Medeni Usul hukukunda aldığı şekle taraf ehliyeti adı verilmektedir. Bu noktada, kimlerin taraf ehliyetine sahip olduğuna Medeni Kanun’a göre karar verilmektedir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olabilme yeteneği de bulunmaktadır.
Taraf ehliyeti ve taraf sıfatı birbiriyle karıştırılmaktadır. Bu noktada, taraf ehliyeti başta olmak üzere dava ehliyeti ve davayı takip yetkisinin davanın taraflarının kişilikleriyle alakalı olduğunu söylemek gerekir. Ancak, taraf sıfatı; dava konusu öznel bir hakka dairdir. Bu noktada, davaya konu olan unsur hakkında kim veya kimler hak sahibi ise davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekmektedir.
Mahkemede taraflar arasında davanın konusu olan hakkın esasına dair karar verilmesi için davada gerçek davacı ve davalı sıfatlarına sahip olunması şarttır.