Hukuk sistemleri; dört farklı kategoride incelenmektedir. Kıta Avrupası hukuk sistemi, Anglo Amerikan hukuk sistemi, İslam hukuku sistemi ve Sosyalist hukuku sistemi olarak kategoriler sınıflandırılmaktadır.
Kıta Avrupası hukuk sistemi; herhangi bir ülkede dağınık halde bulunan hukuk kurallarının ait oldukları hukuk dalına göre derlenmesi ve bu sayede sistemli bir bütünlüğe kavuşturulması anlamına gelmektedir. Dünyada en çok kullanılan hukuk sistemi olarak bilinmektedir. Anayasada bulunan kanunlar ve yasama organının kabul ettiği kurallar; emredici olarak kabul edilmektedir.
Kıta Avrupası hukuk sisteminin bugüne kadar birçok aşamadan geçerek geldiğini ifade etmek gerekir. Bir dönem kilise hukuku ve şer-i hukuk gibi dini hukuk sistemlerinin etkisi altına giren Kıta Avrupası hukuk sistemi; günümüzde ise hakimler tarafından yalnızca yorumlanmaktadır. Bir başka deyişle, hakimler tarafından hukuk geliştirilmesi veya hukuk uygulanması söz konusu değildir.
Anglo Amerikan hukuk sistemi; 1066 yılına kadar uzanmaktadır. Bu tarihte, İngiltere’nin Normanlar tarafından istila edilmesinden sonra Normanlar; ülkenin tamamına hakim olacak hukuk kurallarının peşine düştüler. Ülkenin tamamının yargıçlar tarafından oluşturulan ortak hukuk kurallarına bağlı olması istenmiştir. Bu noktada, Common Law kavramının ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Ancak, Common Law; piyasaya ilk çıktığı zamanlarda oldukça katı ve şekilciydi. Bu hukuk sisteminin genellikle İngiliz sömürgesi olan ülkelerde veya önceden İngiliz sömürgesi olan ülkelerde kullanıldığını söylemek gerekir.
İslam hukuku sistemi; fıkıh olarak bilinmektedir. 610 yılında Hz. Muhammed’e ilk kez vahiy gelmesinin ardından oluştuğunu ifade etmek gerekir. İslam hukuk sisteminde dört farklı kaynak bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; Kuran-ı Kerim’dir. İkincisi ise hadis kitaplarından meydana gelen fıkıh kaynağıdır. Üçüncüsü ise fikir ve görüş birliği anlamına gelen icma olmaktadır. Dördüncü olarak kıyas yapılmaktadır.
Sosyalist hukuk sistemi; Rusya komünist devriminin gerçekleşmesinin ardından sosyalist ülkeler tarafından tercih edilen ve uygulanan hukuk sistemidir. Bu hukuk sisteminin özellikle ekonomik şartlara dayandığını ifade etmek gerekir. Ayrıca, mülkiyet kavramının bireylere değil tüm topluma ait olması söz konusudur.
Sosyalist hukuk sistemi; bireyler arasındaki özel sorunlardan ziyade toplumun refahı ve çıkarları gözetilerek düzenlenmiştir. Ancak, sosyalist hukuk sisteminin geçici olduğu iddia edilmektedir. Marksist ve Leninist düşünce; sosyalist hukuk sisteminin yalnızca toplumu düzenleme amacı taşıdığını ifade etmektedir. Bu noktada, ilerleyen dönemde toplumun komünist düzene geçmesiyle beraber toplumda yaptırımlara dayanan hukuk sistemlerine ihtiyaç kalmayacaktır. Ancak, sosyalist hukuk sisteminin Avrupa’da komünizm anlayışının çökmesinden olumsuz etkilendiğini ifade etmek gerekir.
Sonuç olarak, hukuk sistemlerinin her birinin tarihin farklı zamanlarında farklı ihtiyaçlar kapsamında ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Bazılarının kalıcı olamadığını, bazılarının ise benimsenmediğini söylemek gerekir. Bu noktada, en çok kullanılan hukuk sistemi; Kıta Avrupası hukuk sistemi olmaktadır. Ancak, nüfus faktörüne göre ise en çok kullanılan hukuk sistemi; Anglo Amerikan hukuk sistemidir.