Medeni Kanun’un Kadınlara Tanıdığı Haklar
Mayıs 7, 2020
hukuk
Paylaş

Medeni Kanun’un kabulü Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra birçok ülkede var olan medeni kanunların incelenerek elenmesi ve en uygun olanının seçilmesi yöntemiyle gerçekleşmiştir. Bu noktada ülkemize en uygun kanunun belirlenmesi yönünde çaba sarf edilmiştir. Türkiye’ye en uygun olan, basit ve anlaşılır olması sebebiyle İsviçre Medeni Kanun’u tercih edilmiştir. İsviçre’nin Medeni Kanun’u örnek alınarak yeni kanun hazırlanmıştır. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu; 4 Ekim 1926’da yürürlüğe konulmuştur. Medeni Kanun kadınlarımıza birçok yeni hak kazandırmıştır. Bu kanun ile laik devlet sistemine uygun olarak kadınların özgür ve erkeklerle eşit haklara sahip olması sağlanmıştır. Böylece kanunen daha güçlü olan Türk kadını daha özgüvenli hale gelmiştir. Medeni Kanun’un kadınlara sağladığı haklar şu şekildedir:

Resmi Nikah Zorunluluğu

Medeni Kanun ile evliliklerin resmi olarak yapılması zorunluluğu gerekmektedir. Bu şekilde erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesinin önüne geçilmiştir. Resmi nikah zorunluluğu getirilmesi sayesinde erkekler ile kadınların evlilikte eşitliği sağlanmıştır. Resmi nikahla beraber kadınlar birçok yasal hakka kavuşmuştur. Bu sayede erkekler tarafından kadınların mağdur edilmesinin önüne geçilmiştir.

Kadına Boşanma Hakkı Verilmesi

Evlilikte eşitliği sağlayan Türk Medeni Kanunu sayesinde kadınlar boşanma hakkına da kavuşmuştur. Osmanlı’da kadınların boşanma hakkı olmadığı için, erkekler istemedikçe kadınların eşlerinden ayrılmaları genellikle söz konusu olmamaktaydı. Çok istisnai durumlarda kadınlarda boşanma hakkına sahip olmaktaydı. Bu hakka sahip olanlar üst düzey devlet adamlarının kızları ve kocaları tarafından şiddet gören kadınlardı. Şiddet gören kadınlar Osmanlı mahkemelerine başvurarak şiddet gördüklerini kanıtlayarak; bir daha şiddet görmeleri halinde boşanma hakkına kavuşmaktaydılar.

Mirastan Eşit Pay Alma Hakkı

Kadınlar Medeni Kanun’la beraber erkekler gibi mirastan eşit pay alma hakkına kavuşmuştur. Kadın-erkek eşitliği kanunu olarak düşünebileceğimiz Medeni Kanun bu noktada kadının haklarını korumuştur. Osmanlı Miras Hukuku’nda ölen kişinin oğlu olması durumunda karısı 1/8 oranında pay alabilmekteydi. Medeni Kanun’da yer alan düzenlemeye göre kocası ölen kadın kocasının çocuklarıyla ve onların da çocuklarıyla birlikte mirasçı olursa mirasın 1/4’ü oranında pay alabilir. Kocasının anne ve babası, kardeşleri ile mirasçı olursa mirasın yarısını alır. Ölen kocasının büyükanne, büyükbaba, amca, teyze, dayı, halasıyla beraber mirasçı olursa 3/4 oranında pay alır. Hiç kimse bulunmuyorsa tamamını alabilir.

Kadınlara İstedikleri Mesleği Seçme Hakkı

Medeni Kanun’la kadınlara istedikleri mesleği seçme hakkı tanınmıştır. Kadınlar bir meslek seçerken eşlerinin iznini alma zorunlulukları bulunmamaktadır. Bu hakla kadınlar artık erkeklerin çoğunlukta olduğu birçok mesleği yerine getirmeye başlamıştır. Otobüs şöförlüğünden tutun da siyasete kadar birçok meslekte kadınları görmemiz mümkündür. Fakat kadınlar meslek ve işlerini yerine getirirken esas olan evlilik birliğine zarar gelmemesi ve huzur ortamının bozulmamasıdır.

Tanıklık Yapma Hakkı

Medeni Kanun’un kabulü ile beraber kadınlara mahkemelerde tanıklık yapma hakkı verilmiştir. Önceki dönemlerde kadınların bazı istisnai konularda şahitlik yapma hakkı bulunmaktaydı. Fakat bu hak çok kısıtlı bir alanda uygulanmaktaydı. Bunun yanı sıra, bazen iki kadının şahitliği bir erkeğe denk sayıldığı durumlarda olmuştur. Fakat birçok konuda kadınların şahitliği kabul edilmemiştir.

Soyadı Hakkı

Medeni Kanun ile kadınlara kendi soyadını kullanma hakkı verilmiştir. Kadınlar yazılı olarak evlendirme dairesine ya da nüfus müdürlüğüne başvurarak kocasının soyadının önünde kendi soyadını kullanabilir.

Evlilikte Eşit Sorumluluk

Medeni Kanun’un kabulü ile eşlere evlilik birliği içerisinde her konuda eşit sorumluluk yüklemiştir. Buna göre eşler evliliğin birliğinde mutluluğu sağlamakla sorumludur. Çocukların eğitilmesi ve gözetilmesinde birlikte sorumludurlar. Evlilik ilişkisi içerisinde karı ve kocanın birlikte yaşamak, evliliğin sorumluluklarını birlikte yerine getirmek ve birbirlerine sadık kalmak zorunlulukları bulunmaktadır.

Evlilik İkametgahı

Medeni Kanun’da sonradan yapılan birtakım değişiklikler ile kadın-erkek eşitliğine aykırı kısımlarda düzenleme yapılmıştır. Buna göre nikah başvurusunun erkeğin ikametgahının olduğu yerde yapılma şartı kaldırılmıştır. Nikah başvurusu erkeğin ya da kadının ikametinin bulunduğu ilin evlendirme dairelerine yapılabilmektedir.

Evin Geçimi Konusunda Yükümlülük

Türk Medeni Kanunu açısından evin geçiminin sağlanması konusunda diğer konularda olduğu gibi eşitlik söz konusudur. Eşler gücü yettiği ölçüde emek ve malvarlıkları ile evin giderlerine katkıda bulunmalıdır. Bunun yanı sıra boşanma halinde eğer maddi açıdan yoksul duruma düşen eş erkek ise; erkeğinde nafaka alma hakkı bulunmaktadır. Burada kanunun eşitlik ilkesine dayanarak, erkeği de mağdur etmemek için düzenlemelerde bulunduğu görülmektedir.